top of page
Yazarın fotoğrafıBegüm Çırak

BESLENMEDE SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIKLAR: KEÇİBOYNUZU

Keçiboynuzunun Tarihi


Keçiboynuzu ağacı veya Ceratonia siliqua, Doğu Akdeniz Bölgesine özgü bir ağaç olup, koyu kahverengi bir bezelye gibi görünen meyvelere sahiptir. Keçiboynuzunun sağlık için kullanımı 4.000 yıl kadar öncesine dayanmaktadır.


Eski Yunanlılar, Hindistan'dan Avustralya'ya kadar tüm dünyada yetiştirilen keçiboynuzu ağaçlarını ilk yetiştirenler olmuştur.


19. yüzyılda İngiliz kimyagerleri, keçiboynuzu kabuklarını çiğnemek; şarkıcıların ses tellerinin sağlıklı olmasına, boğaz ağrılarını yatıştırmasına ve temizlemesine yardımcı olduğu gerekçesiyle dönemin ünlü şarkıcılarına keçiboynuzu kabukları satmışlardır.

Keçiboynuzu tıbbi olarak ishal, mide ekşimesi ve bağırsağın belirli besin ögelerini besinlerden düzgün bir şekilde emememesi gibi sindirim problemleri için kullanılmaktadır (Örneğin çölyak).


Ayrıca günümüzde obezite tedavisinde diyete alternatif olarak eklemek için, hamilelikte görülen mide bulantıları ve kusma şikayetleri için; bebeklerde kusma, öksürük, öğürme ve ishal şikayetleri için de kullanılmaktadır.


Her keçiboynuzu ağacı tek bir cinsiyettir, bu nedenle keçiboynuzunu üretmek için bir erkek ve dişi ağaç gerekir. Tek bir erkek ağaç ise en fazla 20 dişi ağaç için tozlaşabilir. Bir keçiboynuzu ağacı, yaklaşık altı ya da yedi yıl sonra meyve verebilir.

Faydaları


- Kalsiyum içerir, oksalat içermez.


Kalsiyum bir mineraldir. Kemik sağlığı için önemlidir. Ayrıca kalbinizin, sinirlerinizin ve kaslarınızın iyi çalışmasına yardımcı olur. Kakao, vücudunuzdan kalsiyumun emilimini azaltan oksalat bileşiklerini içerir. Oksalat içeriği yüksek bir diyet, böbrek taşı geliştirme riskinizi de artırır.


- Kakaonun aksine, sodyum ve yağ oranı düşüktür.


- Kolesterol düşmesine yardımcı olur.


- Kalp hastalığı görülme riskini azaltır.


- Vitamin ve mineral içeriği bakımından zengindir.


Demir, bakır, çinko, manganez, kobalt gibi önemli birçok mineral ve özellikle göz sağlığı için önemli olan A vitamini bakımından zengindir.


- Lif içeriği yüksektir.


- Gluten içermez.


Özellikle keçi boynuzu unu, çölyak hastaları için una mükemmel bir alternatiftir.


- Kafein içermez.


Fazla kafein alımı; uykusuzluk, kalp atışının hızlanması, sinirlilik, mide rahatsızlıkları, titreme gibi yan etkilere neden olabilir. Bu yönüyle kakao yerine kullanılabilmektedir.


- İyi bir antioksidan kaynağıdır.


Özellikle zengin bir polifenol kaynağıdır. Keçiboynuzu lifindeki polifenol bileşiğini, özellikle gallik asit ve flavonoidler oluşturmaktadır. Bu bileşikler, oksidatif stresi azalmaktadır. Özellikle gallik asitin serbest radikalleri temizlediği ve vücudu kanser hücrelerine karşı koruduğu çalışmalarda gösterilmiştir.


- Tiramin içermez.


Tiramin, bir amino asit olan tirozinin bir yan ürünüdür. Tiramin, migrene bağlı baş ağrılarını tetikleyebilir. Yani keçiboynuzu, migren hastaları için çikolata yerine güzel bir alternatiftir.


- Sindirim sorunlarınız varsa keçiboynuzunu denemek isteyebilirsiniz.


Keçiboynuzu, pektin ve tanenler açısından zengindir. Keçiboynuzunda bulunan diyet bileşeni olan tanenler, normal bitki tanenlerinden farklıdır. Normalde bitki tanenleri suda çözünürler, ancak keçiboynuzu tanenleri çözünmez. Aksine, sindirim sistemi üzerinde toksinlerle başa çıkmaya ve bağırsaklarda zararlı bakteri büyümesini önlemeye yardımcı olan bir etkiye sahiptirler. Özellikle ishali önleyici etkilerinin olduğu bildirilmiştir.


Yani henüz prebiyotik / probiyotik olarak adlandırmasak da bağırsak dostu bir besin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz!

Peki Ya Kullanımı Güvenli Mi? Yan Etkileri Var Mı?


Keçiboynuzu güvenli kabul edilmektedir. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), gıda, ilaç ve kozmetik ürünlerde kullanılmak üzere keçiboynuzu onaylamıştır.


Çok fazla keçiboynuzu tüketmek, özellikle hamile kadınlar için güvenli olmayabilir. Bu durum, istenmeyen kilo kaybına ve kan şekeri, insülin seviyelerinde istenmeyen azalmalara sebep olabilir.


Bunun dışında keçiboynuzu alerjileri nadir olmakla birlikte, İspanya'da yapılan bir çalışmada, fındık alerjisi olan bazı bireylerin keçiboynuzu içeren sakıza da astım, nezle gibi alerjik reaksiyonlar gösterebileceği bulunmuştur. Ancak fıstık alerjisi olan bazı bireylerin de keçiboynuzu içeren gıdaları, herhangi bir sorun yaşamadan tüketebildikleri belirtilmiştir. Yani çok nadir de olsa vücut, ciddi olmayan alerjik reaksiyonlar gösterebilmektedir.

Alerjik reaksiyon gösteriyorsanız tüketmenizi tavsiye etmiyorum fakat hiçbir belirtiniz yoksa içiniz rahat olsun, tüketebilirsiniz.

Güvenli Doz Nedir?


Keçiboynuzu için belirlenmiş bir doz yoktur, çünkü tek başına temel bir vitamin, mineral veya takviye değildir. Servis boyutları genellikle etiketlerde belirtilir ve tipik porsiyon yaklaşık iki yemek kaşığıdır.


Keçiboynuzu bebeğinize veya çocuğunuza ek olarak kullanıyorsanız, güvenli ve etkili doz için daima doktorunuza danışmalısınız.

Nasıl Kullanılır?


Bu besin, vegan beslenme programlarında da sıklıkla kullanılır.


Keçiboynuzunun kabukları ve posası yenilebilir; doğal olarak tatlı ve son derece besleyicidir.


Keçiboynuzu, yiyecek ve içeceklerde genelde aroma ve tat vermek için kullanılır.

Hazırladığınız tariflere çikolata ile aynı oranda keçiboynuzu katabilirsiniz. Ayrıca keçiboynuzu doğal olarak tatlı olduğundan, şeker isteğinizi bastırmaya yardımcı olabilir. Bu yönüyle şeker yerine de tariflere eklenebilir. Böylelikle size daha az yağlı, daha yüksek lifli bir tarif sağlar.


İster keçiboynuzu özü olarak, ister keçiboynuzu unu olarak; kek, pasta, çikolata, smoothie, dondurma… Aklınıza gelen her şeye ekleyebilirsiniz.

Satın Alırken Dikkat Edilecekler


Keçiboynuzunu doğal formunda satın almaya çalışın. Aldığınız ürünlerin şekersiz ve katkı maddesiz olduğuna emin olun.


Satın aldığınız besinlerin içindekiler bölümünü her zaman okuyun ve ilave tatlandırıcı, yağ ve emülgatörler gibi katkı maddeleri var mı dikkat edin. Bu katkı maddeleri ürünün enerji değerini, yağını ve şekerini arttıracaktır.

Depolama Koşulları


Serin ve kuru bir yerde hava geçirmeyen bir kapta saklayın.


Toz şeklinde kullanıyorsanız ve topaklandığını fark ederseniz, kullanmadan önce eleyin.

Unutmamalıyız ki kilo kontrolünde mucize bir besin yoktur. Araba teklediğinde onu arkadan iterek ilerlemesini sağlayabilirsiniz, fakat arabanın gitmesini asıl sağlayan ayağınızla bastığınız gazdır. İşte o gaz, bizim için sağlıklı beslenmeyi ifade ediyor. Bunu aklımızdan çıkarmamalı ve arabamızın kontrolünü kendi elimize almalıyız…

12 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page