top of page
Yazarın fotoğrafıBegüm Çırak

DUYGULAR, BESLENMEMİZİ KARANTİNAYA MI ALIYOR?

Güncelleme tarihi: 16 Nis 2020

Duygusal yeme ataklarında mideden gelen bir guruldama ile aç olduğunuzu hissetmezsiniz. Hatta genel olarak fiziksel olarak tok olursunuz. Bu, daha çok duygularınız ile ilgilidir. Kaçış teorisi, duygusal yemenin olumsuz ortamlardan kaçış mekanizması olarak kullanıldığı bir teoridir. Bu aşırı yeme tepkisi, egoyu tehdit eden uyaranlardan kaçma veya dikkati bu uyaranlardan uzaklaştırma için oluşmaktadır. Bu görüşe göre ego, benliği tehdit eden bir duygu ile karşılaştığında bu olumsuz uzaklaşmak için duygusal yemeyi tetiklemektedir.


Can sıkıntısı ile oluşan yeme atakları, strese girince daha fazla yeme isteği, üzgün olup yemek yiyememe veya üzgünlüğü bastırmak için tıkınırcasına yeme…


Hatta şöyle bir örnek vereyim; aileyle, arkadaşlarla veya sevilen herkesle yapılan bir kutlama hayal edin. Etrafta çeşit çeşit kurabiyeler, pastalar, tatlılar, poğaçalar… İşte o ortamda bulunan bu besinlerin hepsi, bizim aklımızda o kutlamanın getirdiği mutluluk, sevdiğimiz insanlarla


olmanın verdiği huzur ve güveni temsil etmeye başlıyor. Kendimizi kötü hissettiğimiz günlerde o mutluluk, huzur duygularını arıyoruz ve tahmin edeceğiniz üzere elimiz direk o kutlamada aklımızda yer edinen besinlere yöneliyor. Yani anlayacağınız, bu besinler bir şekilde kafamızda olumsuz duyguları bastırmayı temsil ediyor. Bu şekilde duygusal yeme davranışı her duygu durumu değişikliğinde ortaya çıkabiliyor ve bu da yeme ataklarını tetikliyor.

Yukarıda bahsedilenlerin hepsi aslında bizim için duygusal yemeyi oluşturan faktörler. Açıkçası, kilo almanın yanında çeşitli hastalıklara da sebep olabilmesi nedeniyle bu durum ciddi olarak ele alınması ve tedavi edilmesi gereken bir hastalık benim gözümde. Bu hastalığı diğerlerinden ayıran özellik ise tedavinin tamamen sizin elinizde olması.







Şimdi asıl soru şu: Nasıl üstesinden geleceğiz bu duygusal yeme ataklarının?


Öncelikle bir gün içinde tükettiğiniz her şeyi not etmenizi istiyorum. Bu besinleri tüketmeden önce, tüketirken ve tükettikten sonra neler hissettiğinizi.

Bu şekilde, gün içinde nasıl beslendiğinizin farkına varacaksınız. Bu noktada da bir diyetisyene başvurup beslenmenizi düzene sokmanız ve bunu yaşam tarzı haline getirmeniz çok önemli . Ayrıca duygularınızı ekleyerek besin tüketim kaydı almanız, hangi duygunun yeme ataklarınızı tetiklediğini de anlamanıza yardımcı olacaktır.

Daha sonra bu yaşadığınız duygularla başa çıkmayı öğrenmeniz gerekiyor. Onlarla savaşmak yerine onları kabullenmeli ve onlarla yaşamayı öğrenmelisiniz. Gerekirse çeşitli meditasyon uygulamalarını deneyebilirsiniz.



En önemli yeme tetikleyicisi olan can sıkıntısına gelecek olursak, bu asla yemekle doldurulmaması gereken bir durum. Bu konuda kendinizi ne kadar tanıyor olduğunuz çok önemli. Size iyi gelecek bir hobi bulmaya çalışmalısınız. Canınız sıkıldığında televizyonun karşısına geçip elinize besin değeri olmayan bol kalorili yiyecekleri almak size hiçbir fayda sağlamayacaktır. Kitap okumak, resim yapmak, spor yapmak, dans etmek, yazı yazmak, ne olursa. Önemli olan size zevk veren şeyi bulmak.


Bu süreçte motivasyon bizim için en değerli şey. Hiçbir zaman motivasyonunuzu kaybetmemeli ve hedefinize emin adımlarla yürümelisiniz. Unutmayın ki başlamak, bitirmenin yarısıdır.


Bugün başlayın. Tam şuan, şu saniye başlayın. Diyet algısının aslında sağlıklı beslenmeyi ifade ettiğini unutmayın. Sağlıklı beslenme programınızı alın ve uygulamaya koyulun. Hareketinizi ihmal etmeyin. Meditasyon yapın. Su içmeyi ihmal etmeyin. En önemlisi ise sağlıcakla kalın...

29 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

댓글


bottom of page